AB'nin Ekonomik Durgunluğu ve ABD İlişkileri: Zorluklar ve Çözüm Arayışları
AB, ekonomik durgunluk, ticarette parçalanma ve jeopolitik istikrarsızlık içeren yüksek riskli bir dönemden geçiyor. ABD ile gerilen ilişkiler, kıtada devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkileriyle birleşerek Avrupa'yı sıkıntıya sokuyor.
ABD'de başkanlık koltuğundaki değişim, Avrupa'yı da ciddi ölçüde etkiledi. ABD Başkanı Donald Trump'ın üslubu ve söylemlerindeki katılık, Avrupa'da olumsuz algılanıyor. AB'ye mesafeli yaklaşımı, ilişkilerde zorlu bir dönemin başlamasına neden oldu. Yeni dönemde AB, Trump'ın ticaret ve savunma politikalarına odaklanırken, daha önce müttefik olarak gördüğü ABD ile olan yakın ilişkisi erozyona uğradı.
Ticaret ve Gümrük Vergileri
Trump'ın 'Önce Amerika' yaklaşımıyla uygulamaya koyduğu korumacı ekonomi politikaları, çelik ve alüminyum ithalatına yönelik gümrük vergilerini de kapsıyor. AB ülkeleri, bu durumdan ciddi rahatsızlık duyuyor. AB, ABD'nin gümrük vergisi uygulamasının makul bir gerekçesi olmadığını belirtiyor ve Avrupalıların haksız önlemlerden korunması gerektiğini vurguluyor.
ABD'nin gümrük vergileri, ekonomik belirsizliği artırıyor. Avrupa, Trump'ın mütekabiliyet esasına dayalı gümrük vergileri uygulama planını olumsuz karşılıyor. AB, bu ticaret politikasını yanlış bir adım olarak değerlendiriyor ve serbest ticarete yönelik haksız engellere karşı sert tepki verileceğini açıklıyor.
Askeri Harcamalar ve Savunma Politikaları
ABD Başkanı Trump, Avrupa ülkelerinin savunmaya yeterince kaynak ayırmadığını ifade ediyor. AB ülkelerinin savunma harcamalarının ortalaması GSYH'lerinin yüzde 1,9'u seviyesinde. Trump, NATO üyelerinden GSYH'lerinin yüzde 5'ini savunmaya harcamalarını talep ediyor.
Bu durum, AB ile ABD arasında gerilimi artıran unsurlar arasında yer alıyor. Avrupa ülkeleri, talep edilen savunma harcamalarındaki artışı karşılamak için bütçelerini değiştirmek zorunda kalacak. Yüksek kamu borcu ve bütçe açığı, bu durumu zorlaştırıyor.
Ekonomik Büyüme ve Rekabetçilik
AB'nin ekonomik büyümesi, son yıllarda ABD ve Çin ile karşılaştırıldığında oldukça düşük seyrediyor. 2025 büyüme beklentisi yüzde 1,5 olarak öngörülüyor. Euro Bölgesi'nin bu yıl sadece yüzde 1 civarında büyüyeceği tahmin ediliyor.
Avrupa'nın ekonomik büyümesindeki düşüklük, uzun vadede daha belirgin hale geliyor. AB, üretkenlik ve rekabet gücünde ciddi kayıplar yaşıyor. Bu nedenle, AB, geri kaldığı rekabetçilik alanına daha fazla odaklanmak istiyor.
Kamu Borcu ve Bütçe Açıkları
Pek çok AB ülkesinin kamu borcu ve bütçe açıkları yüksek seviyelerde bulunuyor. Üye ülkelerin kamu borçlarının GSYH'lerinin yüzde 60'ını, bütçe açıklarının da GSYH'lerinin yüzde 3'ünü geçmemesi gerekiyor. Ancak birçok ülke bu kurallara uymuyor.
Yunanistan, İtalya, Fransa, Belçika ve İspanya gibi ülkelerde kamu borcu oranı yüzde 100'ü aşıyor. Yüksek kamu borcu ve bütçe açıkları, AB ülkelerinin ekonomilerini canlandırmalarını zorlaştırıyor.
Enflasyon ve Enerji Sorunları
Enflasyonla mücadele süreci Avrupa'da da devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası, orta vadede yüzde 2 enflasyon hedefliyor. Ancak Euro Bölgesi'nde enflasyon oranı son birkaç aydır yüzde 3 seviyesine yakın seyrediyor.
AB, enerjide de sorunlu bir dönemden geçiyor. Gaz depolarındaki doluluk seviyesi, son 5 yılın ortalamasının yaklaşık yüzde 10 altında. Mevcut durumda, Avrupa'nın doğal gaz depolarındaki doluluk oranı yüzde 50'nin altına geriliyor.